Takvimdeki Deniz - Necip Fazıl KISAKÜREK

Hasreti denizlerin,
Denizler kadar derin.
Ve o kadar bucaksız.
Ta karşımda yapraksız
Kullanılmış bir takvim.
Üzerinde bir resim;
Azgın, sonsuz birdeniz.
Kaygısız, düşüncesiz,
Çalkanıyor boşlukta
Resimdeyse bir nokta;
Yana yatmış bir gemi,
Kaybettiği alemi
Arıyor deryalarda.
Bu resim rüyalarda
Gibi aklımı çeldi,
Bana sahici geldi.
Geçtim kendi kendimden,
Yüzüme o resimden,
Köpükler vurdu sandım.
Duymuş gibi tıkandım,
Ciğerimde bir yosun.
Artık beni kim tutsun.
Denizler oldu tasam,
Yakar onu bulmazsam
Beni bu hasret dedim
Varırım elbet dedim.
Bir ömür geze geze
Takvimdeki denize.
Ne var bana ne oldu
Odama nasıl doldu
Birden bire bu meltem
Ve dalgalandı perdem
Havalandı kağıtlar.
Odamda kıyamet var.
Ah yolculuk yolculuk
Ne kadar baygın soluk
O gün bizde betbeniz
Ve ne titrek kalbimiz.
Ve eşyamız ne küskün.
Yola çıktığımız gün
Bir sıraya dizilmiş
Gözyaşlarını silmiş,
Bakarlar sinsi sinsi
Niçin o anda hepsi
Bir kuş gibi hafifler
Arkandan geleyim der
Niçin o güne kadar
Dilsiz duran ne kadar
Eşya varsa dirilir
Yolumuza serpilir
Ufak böcükler gibi
Gezer onların kalbi
Üstünde döşemenin
Gizli bir didişmenin
Saati çalar o an
Birden bakar ki insan
Herşey karmakarışık.
Ayırmak olmaz artık
Bir kalbi bir taraktan
Ve kalb ağlayaraktan
Çekilir geri geri
Terkeder bu mahşeri.
Bu mahşerin içinden
O gün ben de geçtim ben,
Nem varsa evim, anam,
Çocukluğum, hatııram,
Ve ne sevdalar serde
Bıraktım gerilerde
Kaçar gibi yangından.
Rüzgarların ardından
Baktım da süzgün süzgün
Kurşun yükünü gönlün
Tüy gibi hafiflettim.
Denize hicret ettim.

Anneciğim - Necip Fazıl KISAKÜREK

Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!...

Otel Odalarında - Necip Fazıl KISAKÜREK

Bir merhamettir yanan, daracık odaların
İsli lambalarında, isli lambalarında.

Gelip geçen her yüzden gizli bir akis kalmış,
Küflü aynalarında, küflü aynalarında.

Atılan elbiseler, boğazlanmış bir adam,
Kırık masalarında, kırık masalarında.

Bir sırrı sürüklüyor terlikler tıpır tıpır,
İzbe sofralarında, izbe sofralarında.

Atıyor sızıların çıplak duvarda nabzı,
Çivi yaralarında, çivi yaralarında.

Duyuluyor zamanın tahtayı kemirdiği
Tavan aralarında, tavan aralarında.

Ağlayın, aşinasız, sessiz can verenlere,
Otel odalarında, otel odalarında.

Arı bal yapar, fakat balı izah edemez. - N.F.K.


Arı bal yapar, fakat balı izah edemez.
Necip Fazıl KISAKÜREK
 

Medine - Necip Fazıl KISAKÜREK

Çevresi Medine, O'nu sevenin;
Allah Resulüne çevre, Medine.
indiler çöktüğü yerde devenin;
Ebâ Eyyub evi... Sonsuz hazine.

Devenin çöktüğü arsada Mescid...
O, kerpiç taşıdı, öz elleriyle.
Orada, ebede yol veren geçit;
Ve islâm, ebedi temelleriyle.

Kardeş oldu Ensar ile Muhacir;
Her ân çoğalmakta Nur tâbileri.
Ve alınlarında kararmaz fecir;
Gözleri yaş, Suffa sahabileri...

Namazda bir hitap: Artık yön Kâbe!
Kâbe, son noktası maddede sonun,
Yönlerin yönünden bir mânâ, kalbe:
Ne kadar yön varsa âlemde, O'nun...

Medine İslâmın toplum meydanı;
Toplum meydanında bir bayrak, ezan...
Orada tac giydi yılın sultanı;
Allah için açlık ayı Ramazan...

Açıkta gezerken Mekke'de kâfir,
Medine'de pusu kurdu münafık...
Çünkü güçlenmekte Hak din... Ve emir:
Çekilsin İslâmın kılıcı artık!..

Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; Hem yolunu kaybedersin hem dostunu. - N.F.K.

Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen;
Hem yolunu kaybedersin hem dostunu.
 Necip Fazıl KISAKÜREK

Devler gibi eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmak lazım. - N.F.K

Devler gibi eserler bırakmak için,
karıncalar gibi çalişmak lazım.
Necip Fazıl KISAKÜREK